
Kader Allah'ın ilmidir. İnsan kendi ölçüleriyle Allah'ın sonsuz ilmini, iradesini ve kudretini anlayamaz. Yüce Allah bir ölçü ve kıyas olsun diye insana bu gibi sıfatları cüz'i olarak vermiştir. Yoksa ebedi ve ezeli olan, sonradan yaratılmayan sonsuz olan ile fani ve yaratılmış olan kıyaslanamaz. İnsan Allah'ın sıfatlarını kendi sıfatları ile kıyasladığı için hataya düşmektedir.
SORU:
Dua da kader gibi ilim midir? Bir şeyin ilim olması demek o şeyin sebep-sonuçlarının bilinmesiyle belli mekanizmaları bilinen kadarıyla kuvveden fiile geçirmek olduğuna göre kader ilmini bilen eşyaya ve hadiselere müdahale edebilir mi? Şayet dua da bir ilimse aynı durum geçerlimidir? Mesela bir ayeti bir esmayı bir normal okumak var birde yıldızların konumuna göre belli saat ve zaman aralıklarında okumak var.Bu tür okumanın duaların kabulene etkisi bir ilimlemi oluyor? Bu metafizik kanunlar nasıl tespit edilmiştir? İbni arabi hazretleri duanın istidada bakan yönünün ilimle olduğunu söylüyor bu ne demektir? Külliyat metodolojisi ile bunları aklımaza nasıl yaklaştırmalıyız?
CEVAP:
Kader Allah'ın ilmidir. İnsan kendi ölçüleriyle Allah'ın sonsuz ilmini, iradesini ve kudretini anlayamaz. Yüce Allah bir ölçü ve kıyas olsun diye insana bu gibi sıfatları cüz'i olarak vermiştir. Yoksa ebedi ve ezeli olan, sonradan yaratılmayan sonsuz olan ile fani ve yaratılmış olan kıyaslanamaz. İnsan Allah'ın sıfatlarını kendi sıfatları ile kıyasladığı için hataya düşmektedir.
İkincisi, bir kuralı kim koymuşsa o değiştirme yetkisine sahiptir. Kurala uymak durumunda olanların kuralı ve kanunu çiğnemesi suçtur. Allah'ın kaderini de ancak Allah değiştirir. Biz dua ile Allah'tan rica eder isteriz. Öyle dua ile efsunla metafizik şeylerle Allah'ın koyduğu kuralı tüm dünya bir araya gelse değiştiremez. Ancak koyduğu kurala uymak zorundadır. Ateşin yakıcılığını, suyun 100 derecede kaynamasını nasıl insan değiştiremezse Allah'ın kişi hakkındaki kaderini de değiştiremez; ancak Allah'tan rica eder ve Allah onun hakkında rızkına, eceline ve ameline ait kulun bilmediği ama Allah'ın bildiği hususlarda Allah dilediğini yapar veya yapmaz. Bunu da insan bilemez. Ancak insanın görevi dua etmek, sadaka vermek ve iyilik yapmaktır. Bunların dünyevi ve uhrevi sonuçlarını ancak Ahirette anlayabilir ve görebilir. Veya bir peygamber Allah'ın kendisine haber vermesi ile bilebilir.
Üçüncüsü, Allah insanların her birine pek çok kabiliyet ve duygular vermiştir. Bunlar da değiştirilemez. Bu nedenle huy değişmez denir. Ancak bu huylar ve duygular iyiye veya kötüye yönlendirilebilir. İyi amel ve doğru hareket Allah'ın istediği ve emrettiği, peygamberin tavsiye ettiği ve aklın onayladığı ve halkın da güzel gördüğü ameldir, Kötü amel bunun tersidir. Allah iyi amelin insanda ve toplumda etkilerini bize gösterdiği gibi kötü amelin de etkilerini insan nefsinde, toplumda ve ahiretteki neticelerini göstermiş ve vicdanlara hissettirmiştir. Tercih edip yapacak ve sonucuna katlanacak olan insandır. İnsan tercih ettiği ve ısrarla istediği Allah'ın emrini dinlemediği gibi nasihat ve başkalarının tavsiyelerini de dinlemeyerek pek çok insanın hukukuna tecavüz etmektedir. Tabii ki bunun cezası olacaktır. Allah böyle takdir etmiştir. İyiliğe mükafat, kötülüğe ceza takdir etmiştir. Bu durumda iyilik yapan mükafatı ve kötülük yapan da cezayı hak eder. Yani kaderi yazılan mükafat ve cezadır.
Durum ve hal bundan ibarettir.