EĞİTİM
8.1.2025 18:37

İnsanın Kemale Ermesi

Mehmet Ali Kaya
Mehmet ALİ KAYA
İnsanın Kemale Ermesi

Her şey amacına hizmet ederse kemalini bulur. İnsan da yaratılış amacına hizmet ettiği zaman kemale erer ve mutlu olur. İnsanın yozlaşması fıtrattan ve aslî vazifesinden uzaklaşması ve uzaklaştırılması demektir. İnsanın bozulması toplumun da bozulmasını netice verir.

Her şey amacına hizmet ederse kemalini bulur. İnsan da yaratılış amacına hizmet ettiği zaman kemale erer ve mutlu olur. İnsanın yozlaşması fıtrattan ve aslî vazifesinden uzaklaşması ve uzaklaştırılması demektir. İnsanın bozulması toplumun da bozulmasını netice verir. Zira toplumu oluşturan insandır. İnsan kendisine ve çevresine faydalı olacak yere zara vermeye başlamışsa bozulmuş ve etrafını da bozmaya başlamış demektir.

Peygamberimiz (asm) “Mü’minler bir vücudun azaları gibidir. Birbirlerine merhamet ve sevgide yardımcı olması gerekir. Bir azası hastalansa ve zarar görse nasıl diğer azalar onunla ilgileniyor ve rahatsız oluyorsa toplum içindeki mü’minler de böyledir” (Buharî, Edeb, 27; Müslim, Birr, 66.) buyurmuşlardır.

**

Fertler cemiyeti meydana getiren hücreler gibidirler. Bir kasada bulunan meyveler gibi, birinin çürümesi nasıl diğerlerini etkiliyor ve bozulmasına sebep oluyor ise, fertlerin bozulması da böyle cemiyeti ve toplumu etkiler. Bu bozulma topluma çabuk sirayet eder. Zira bir şeyi yapmak zor, yıkmak ve bozmak kolaydır. Bir senede yapılan bir bina bir dakikada yıkılır ve yirmi sene emek verilen bir insan bir anda bozulur ve topluma zararlı hale gelebilir. Bu sebeple tamircilerin bozulmaya ve yıkılmaya karşı tedbirler alması en önemli vazifeleridir.

**

Her şeyden önce “akıl ve irade” sahibi olan ve “hür bırakılan” insanın aklını ve iradesini iyi niyetle kendisine ve topluma faydalı olma yönünde kullanması şarttır. Zira söz konusu olan insanın kendisidir. Hür olan insanı iyiye veya kötüye zorlamak zulümdür ve onu zorlamak, hürriyetini elinden almak ve baskı uygulamaktır. Bu sebeple adil olan Allah “İnsanlar kendilerini değiştirmek için iradelerini ve akıllarını kullanmadıkça onları zorla değiştirmez.” (Ra’d, 13:11.) Kendi hür iradeleri ile yaptıkları seçimlerinin sonuçlarını onlara yükler. Böylece insan kendi saadetini kendisi hazırladığı gibi felaketini de kendisi hazırlar. Bunun için yüce Allah insanları iyiye ve cennete davet etmekte, peygamberlerini ve kitaplarını bunun için gönderip yol göstermekte ama onları asla zorlamamaktadır.

Burada yapılması gereken insanlara iyi ve kötü, faydalı ve zararlı olanı anlatmak ve onlara tercihlerinin sonucunu güzel bir şekilde göstermek, akıllarını ikna ve kalplerini tatmin etmektir. Bu da bilgi vermekle ve onları eğitmekle mümkün olur. İşte peygamberlere verilen “Tebliğ” görevi de budur.

**

İnsan düşüncesinin eseridir. İyi ve kötü davranışları düşüncesinin eseridir. Doğru bilgi doğru düşünceyi, doğru düşünce doğru inancı, doğru inanç doğru davranmayı, o da mükemmel insan olmayı netice verir. İnsanları düzeltmek için her şeyden önce bilgiyi düzeltmek lazımdır. Bilginin kaynakları da üçtür. Sağlam duyular, peygamberden gelen haberler ve akıldır. Akla yol gösteren ve doğru bilgileri bize ulaştıranlar da peygamberlerdir. Yüce Allah insanı kemale erdirmek ve toplumları düzeltmek için peygamberleri aracılığı ile doğru bilgi ve doğru inancı insanlara tebliğ etmiştir.

İnsanın ve toplumun düzelmesi ancak bu şekilde olur.

Youtube Kanalıma Abone Olun!

Düzenli olarak paylaştığımız videoları kaçırmayın.

Abone Ol