DİN
14.6.2025 10:38

Mezhep Meslek ve Meşreb

Mehmet Ali Kaya
Mehmet ALİ KAYA
Mezhep Meslek ve Meşreb

Meslek, Mezheb içinde Allah rızasını kazandıran dine ve imana hizmet metodu ve hizmet için takip edilen yoldur. Bediüzzaman Ehl-i Sünnet içinde Risale-i Nur mesleğini “Risale-i Nur’un mesleği tarikat değil, hakikattir. Sahabe mesleğinin bir cilvesidir. Bu zaman tarikat zamanı değil, imanı kurtarmak zamanıdır.”

Mezheb Allah’ rızasına giden yoldur. Mü’minin istikametini koruması, nefsin ve şeytanın oyununa gelmeden, ehl-i bid’a ve dalaletin yanlış düşünce ve amellerine uymadan istikamet üzere olması “Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat” mezhebine samimi bağlılıkla mümkündür.

**

Meslek, Mezheb içinde Allah rızasını kazandıran dine ve imana hizmet metodu ve hizmet için takip edilen yoldur. Bediüzzaman Ehl-i Sünnet içinde Risale-i Nur mesleğini “Risale-i Nur’un mesleği tarikat değil, hakikattir. Sahabe mesleğinin bir cilvesidir. Bu zaman tarikat zamanı değil, imanı kurtarmak zamanıdır.” (Emirdağ Lahikası, 2011, s. 130. ) şeklinde tarif eder. İhlas Risalesin-de de “Mesleğimiz haliliye ve meşrebimiz hıllettir.” der. (Lem’alar, 2011, s.395)

**

Sahabe Mesleği, imana, Kur’ana hizmet ve neşr-i hakaik-ı Kur’aniyedir.

Haliliye Mesleği de “İman-ı Tahkikiyi kazanmak için akıl, ilim ve tefekkür yolunda gitmektir. Zira Hz. İbrahim (as) aklı ile Rabbini buldu. Varlık ve eşya üzerinde düşünerek Allah’ın birliğine ulaştı. “Sema ve arzı yaratan Rabbime kesinlikle inandım.” dedi. (En’am Suresi, 6: 76-80) Öldükten sonra dirilmenin nasıl olacağını Rabbine sordu. “İnanmıyor musun?” hitabına “İnanıyorum, ama anlayarak kalbimin tatmin olmasını ve imanımım güçlenmesini istiyorum.” dedi. (Bakara Suresi, 2: 260.)

Tarikat yolu da bir meslektir. Risale-i Nur bu mesleği takip etmez. Onlar da Ehl-i Sünnettir. Ehl-i Sünnetten çıkan “Fırak-ı Dalleye” düşer. Bu nedenle Şia, Caferiye, Mutezile, Kaderiye ve Cebriye, Hariciler “Fırak-ı Dâlledir.”

**

Meslek, usul, tarz, takip edilen yol, doktrin ve sistem demektir. Risale-i Nur hakikat mesleğidir. Delillerle, akıl ve kalbin ittifakı ile gider.

Risale-i Nur mesleğinde imandan sonra en fazla takva ve amel-i salih esastır.

Risale-i Nur mesleğinde cihad-ı manevi, acz, fakr, şefkat ve tefekkür esastır.

Yine “Hürriyetçi olmak” Risale-i Nur’un temel mesleğidir.

Risale-i Nur mesleğinde şahıslar değil, istişare ve ondan ortaya çıkan şahs-ı manevi hükümrandır.

**

Risale-i Nur mesleğinde ehl-i küfre ve dalalete, ehl-i bid’a ile Deccal ve süfyan ile mücadele esastır.  Deccal ve yandaşlarına az bir muhabbet dahi Risale-i Nur mesleğine zıttır.

Risale-i Nur “Cadde-i Kübra-i Kur’âniyedir.” “Bu mesleğimizden ayrılanların bize düşman olan dinsizlik kuvvetine bilmeyerek yardım etme ihtimali vardır.” (Lem’alar, 396.)

**

Cemaat, aynı inanç ve amaç etrafında toplanan farklı karakter ve mizaca mensup insanların oluşturduğu bir yapıdır. Bir vücudu meydana getiren organlar ve bir fabrika veya makineyi oluşturan farklı çarklar ve parçalar gibi…

Cemaat içinde fertlerin özellikleri kaybolur ve ortak bir özellik ortaya çıkar. “Ben”ler kalkar, “Biz” şuuru öne çıkar. Bunu sağlayacak olan da “İhlas, sadakat ve tesanüttür.” Bediüzzaman “Cemaatte vahid-i sahih olmazsa cem ve zam kesir darbı gibi küçültür.” (Mektubat, 2010, s. 804.) demiştir.

Bu nedenle cemaatte “vahid-i sahih” esastır.

**

Aynı amaç ve hedefe yönelmiş “vahid-i sahih” olan bir cemaatte farklı ahlak, karakter ve mizaçta fertler bulunduğu gibi, farklı iş kollarında çalışanlar da vardır. Cemaat içinde aynı inancı taşıyanlar, yani “hakikat mesleğini” takip edenler inandıkları hakikatlere faklı metot ve şekillerde hizmet ederler. Kimi gazete ve dergi yoluyla, kimi adam yetiştirme ve öğrencileri eğiterek, kimi sosyal faaliyetler yaparak aynı amaca hizmet ederler.

İşte bu farklı metotlara “Meşrep” denir.

Atalarımız “Her yiğidin bir yoğrut yiyişi vardır.” sözü ile bunu ifade etmişlerdir.

**

Meşrep “su içilen kap” demektir. Su aynı sudur, ama içenlerin kimi avucu ile, kimi bardak ile, kimi de maşrapa ile içer.

Hulefa-i Raşidin aynı amacı takip etmişti; ancak her birininin meşrebi farklı idi. Hz. Ebubekir hilimle, Hz. Ömer şecaatle, Hz. Osman haya ile, Hz. Ali de (ra ecmain) “İlim”le öne çıkmıştır. Ancak inançta, sünnete değer vermede ve amaçta müttehittiler.

Metot farklılıkları meşrepten kaynaklanır. Herkesin mizacı bir olmaz.  

Bediüzzaman “Mesleğimiz haliliye ve meşrebimiz hıllettir. Hıllet ise, en yakın dost, en fedakar arkadaş ve en iyi takdir ecici yoldaş olmak iktiza eder.” (Lem’alar, 395.) buyurarak meşrebi tarif etmiştir. “Bu hılletin üss-ül-esâsı, samimî ihlâstır.” buyuran Bediüzzaman yazdığı “Lahikalar” ile Risale-i Nur mesleğini ve meşreplerini en ince detaylarına kadar anlatmaktadır.

**

“Herkes kendi mesleğinin muhabbeti ile hareket etmesi” ihlasın gereğidir. Bu nedenle “Nur mesleği olan ‘İman ve Kur’an’ hizmetini, ‘ehl-i nifak ve dalalet ile mücadeleyi’ bırakıp” başka mesleklere girmek tasvip edilemez. O zaman, ihlas ortadan kalkar “Nur mesleğine muhabbet” yalan olur.

Youtube Kanalıma Abone Olun!

Düzenli olarak paylaştığımız videoları kaçırmayın.

Abone Ol