Müslümanların birliğini sağlamak “İttihad-ı İslam” sosyolojik bir hadisedir ve İslam biriğinin de gereğidir. Bu birlik siyasi değildir; imanidir. Zira “Mü’minler kardeştir.” Kardeşlerin mesleklerinin, fikirlerinin ve siyasi düşüncelerinin aynı olması gerekmez. İman birliği bu birliği sağlamıştır.
Müslümanların birliğini sağlamak “İttihad-ı İslam” sosyolojik bir hadisedir ve İslam biriğinin de gereğidir. Bu birlik siyasi değildir; imanidir. Zira “Mü’minler kardeştir.” Kardeşlerin mesleklerinin, fikirlerinin ve siyasi düşüncelerinin aynı olması gerekmez. İman birliği bu birliği sağlamıştır.
“Madem ki muvahhidiz, müttehidiz” diyen Bediüzzaman müslümanların asgari müştereklerinin iman ve din kardeşliği olduğunu ifade eder. Din kardeşlerinin arasını açmak, farklılıkların münakaşasını yaparak sevgi ve muhabbet ortamını bozmak fitnedir.
Müslümanlar bu fitneden uzak durmalıdır. Bu dini bir vecibedir.
**
Ayrılıklar itikadi değil siyasidir. Siyasi ayrılıklar müminlerin ihtilafına değil ittifakına yardımcı olabilir. Zira siyasiler de üşlke çıkarları ve ülke kalkınması konusunda fikir birliği sağlayarak birbirlerine yardımcı oluyorlar.
Yine siyasiler “Koalisyon Protokolü” yaparak siyasi partilerini ve fikirlerini birleştirmeden “Ortak amaçlar ve programlar” çerçevesinde birlik sağlayabiliyorlar...
Bu ihtilafları körükleyenlere ne oluyor?
Neyin mücadelesini veriyorlar?
Birlik ve beraberliğe, uhuvvet ve muhabbete mi hizmet ediyorlar yoksa zarar mı veriyorlar?
Zarar veriyorlarsa kime hizmet ediyorlar? İhtilaf çıkarmak isteyenlere yardımcı olmuyorlar mı?
**
Ehl-i dalalet ve münafıklar bizim moralimizi bozmaya çalışıyorlar. Biz kendi kendimizin moralini bozarsak onlara yardım etmiş olmaz mıyız?
Hizmette hislerimizi değil, akıllarımızı çalıştıralım.
Hayatımıza hislerimiz değil akıllarımız hükmetmelidir.