
Öğretilebilir cehalet “önyargıyı” doğurur. Önyargı öğrenmeyi engeller. Zira bir şeyi bildiğini zanneden gerçeği öğrenemez. Yalan, imansızlık, tarafgirlik, siyaset, cerbeze, saldırı, ırkçılık ve iftira gibi kasde mahsus hususlar öğretilebilir cehaletin araçlarıdır.Cehaletin en üst rütbesine böyle çıkılır. Şair ne demiş? “Cehlin ol rütbesi sehl olmaz / Tahsilsiz bu rütbe cehl olmaz."
Bilgide esas olan doğru olmasıdır. Gerçeğe uygun olan malumata “bilgi” ve “ilim” denir. Gerçeğe uygun olmayan bilgiye ise “cehalet” adı verilir.
Cehalet, bilmemek değil; yanlış bilmektir. Hiç bilmeyene “Ümmi” denir. Ümmi kendisine ne öğretilirse onu öğrenir.
**
Bediüzzaman “Sıdk, İslâmiyet’in üssü’l-esasıdır ve ulvî seciyelerinin rabıtasıdır ve hissiyat-ı ulviyesinin mizacıdır. ....
Sıdk ve doğruluk İslâmiyetin hayat-ı içtimaiyesinde ukde-i hayatiyesidir. Riyakârlık, fiilî bir nevi yalancılıktır. Dalkavukluk ve tasannu, alçakça bir yalancılıktır. Nifak ve münafıklık, muzır bir yalancılıktır. Yalancılık ise, Sâni-i Zülcelâlin kudretine iftira etmektir. Küfür, bütün envâıyla kizbdir, yalancılıktır. İman sıdktır, doğruluktur.” (Hutbe-i Şamiye, 51; İ. İ’caz, 93.)
**
Fıtrat yalan söylemez. İnsanın ilk olarak öğrendiği bilgiler beş duyu ile elde edilen temel bilgilerdir ve bu bilgiler bizi yanıltmaz. Yanlış da öğretilemez.
Tecrübe ve akılla kazanılan bilgiler kasıtlı olarak yanlış verilebilir. İşte öğretileblen cehalet de burada başlar.
Yanlış bilgi neden öğretilir?
Buna latinler şöyle cevap vermişlerdir:
“Responsabilitatem doceri servitute ignorantia.” Yani, “öğretilen cehaletin vebali esarettir.”
Demek ki bir milleti esaret altına almak isterseniz ona cehalet öğretisi vermek gerekir.
Hürriyet ile doğru bilgi, yalan ve cehalet ile esaret arasındaki ilişkinin sebebi budur.
**
Yüce Allah Mekke müşriklerinin atalarının yanlış öğretisi ile cehalet ve inatla iman etmemelerine “Yalancılar kahrolsun. Onlar cehalete bürünmüş olan gafillerdir.” (Zariyat Suresi, 51: 10-11.) buyurur.
Öğretilebilir cehalet “önyargıyı” doğurur. Önyargı öğrenmeyi engeller. Zira bir şeyi bildiğini zanneden gerçeği öğrenemez. Böylece cahil kalır.
Yalan, imansızlık, tarafgirlik, siyaset, cerbeze, saldırı, ırkçılık ve iftira gibi kasde mahsus hususlar öğretilebilir cehaletin araçlarıdır.
Cehaletin en üst rütbesine böyle çıkılır.
Şair ne demiş?
“Cehlin ol rütbesi sehl olmaz,
Tahsilsiz bu rütbe cehl olmaz.”
**
Öğretilebilir cehalete Bediüzzaman “İlmî İstibat” adını verir.
Bu cehaletten kurtulmanın tek bir yolu vardır o da “Hürriyet-i İlmiye” yani “İlim ve Fikir hürriyeti”dir. “Risale-i Nur” eserlerinin bir amacı da “Öğretilebilir cehaletten” insanı korumaktır.