SİYASET
17.6.2025 12:51

Tebeddül-ü Saltanat

Mehmet Ali Kaya
Mehmet ALİ KAYA
Tebeddül-ü Saltanat

Bediüzzaman hazretleri özellikle Uhuvvet Risalesinde “Ahir zamanın deccal ve süfyan gibi dehşetli şahısları müslümanların aralarındaki ihtilaftan istifade ederek, safdil taraftar ile, az bir kuvvetle onlara galebe eder.” (Mektubat, 455.) diye bizi ikaz eder. “Uhuvvet Risalesi” gibi mühim risalelerde deccal ve süfyan’ın müslümanların ihtilafından istifade edeceğini nazara sunmuştur.

Bediüzzaman hazretleri 1908 “Hürriyet Inkılabı”, yani 31 Mart hadisesi ve Sultan II. Abdulhamid’in tahttan indirilmesi ile “Tebeddül-ü Saltanat”ın başladığını ve yönetimin el değiştirdiğini ifade etmektedir. (Kastamonu Lahikası, 157.)

Ayrıca Felak Suresinde “Düğmelere üfleyenlerin şerrinden Allah’a sığının!” (Felak Suresi, 113: 4.) ayetinin bu asra bakan yönünü ve bize verdiği dersi şöyle ifade eder: “Neffâsati fi’l-ukad” şeddeler sayılmazsa 1328/1912 şeddeler sayılırsa 1358/1939 tarihlerini ihtar eder. Bu tarihlerde umumi harpleri yapanlar, hırs ve hasetle Hürriyetin ilanının Kur’an lehindeki neticelerini bozmaya çalışarak Abdulhamid’i devirmiş, Ahrarları iktidardan uzaklaştırmış, saltanatı Selaniklilerin ağırlıkta olduğu devletçi ve baskıcı İttihatçılara vermişlerdir. İttihatçılar da I. Dünya Savaşı ile Osmanlı’nın yıkımına sebep olmuşlardır. Siyasi nutukları düğmelere benzer mikrofonlarla üfleyerek radyo diliyle herkesin kafasına zehirli fikirleri sokup sihirbazlar gibi bozmuş, insanlığın kaderini değiştirmiş, bin senelik medeniyeti yıkmışlardır. (Şualar, 419.) Bu zamanda da Medya ve Sosyal Medya ile daha dehşetli şekilde beyin yıkamadığı söylenebilir mi?

**

- Saltanat nasıl el değiştirdi?

- 31 Mart/ Nisan 1909 da Selanikten gelen “Harekat ordusu” ile..

- Bu ordunun başında kim vardı?

- Selanik dönmelerinden olan İttihat Terakki Cemiyetinin ileri gelenlerinden Meclis-i Mebusan Başkanvekili Talat Bey...

- Sultan Abdulhamid’e “Hal Tebliğini” kim iletti?

- Yahudi asıllı Selanik Mebusu Emanuel Karasso. Diğer üç kişi ise Ermeni Aram Efendi, Arnavut Esat Toptani Paşa ve Gürcü Arif Hikmet Paşa idi. Bunların hiçbiri Türk değildi. Çünkü Bediüzzaman “Necip Türkler merttirler, hiçbir zaman böyle çirkin oyunların içinde olmazlar ve hıyanet etmezler. Bana sıkıntı verenler de hakiki Türk değillerdir.” diyordu.

Talat Paşa Osmalıyı felaketten felakete sürükledi. I. Dünya Savaşına Osmanlıyı sokup İngilizlerin İstanbul’u işgaline sebep olduğu gibi günümüzde dahi sıkıntısını çektiğimiz “Ermeni Tehciri” nin müsebbibi Talat Paşa olmuştur.

Sultan Abdulhamitten sonra Padişahlığa getirilen M. Reşat ve M. Vahdettin’i gerçekte yönetime tam hakim olamamışlardır. Nihayet Selanikli Mustafa Kemal 1922 de saltanatı kaldırdı, 1924 yılında da Osmanlı hanedanını sınır dışına gönderdi ve saltanatı tam olarak eline aldı.

Aradan geçen bir asırdan fazla zaman içinde müslümanlar hiçbir ilerleme kaydetmişler midir? Yüz sene önce bizimle aynı seviyede, hatta daha geride olanlar bizden fersah fersah ileri gitmişlerdir.

**

Bediüzzaman hazretleri özellikle Uhuvvet Risalesinde “Ahir zamanın deccal ve süfyan gibi dehşetli şahısları müslümanların aralarındaki ihtilaftan istifade ederek, safdil taraftar ile,  az bir kuvvetle onlara galebe eder.” (Mektubat, 455; Kastamonu Lah. 48.) diye bizi ikaz eder. “Uhuvvet Risalesi” gibi mühim risalelerde deccal ve süfyan’ın müslümanların ihtilafından istifade edeceğini nazara vermesinin elbette önemi büyüktür.

**

Umumi hata ve günahların çoğalması umumi musibetleri celbeder. Bu musibetler günahın büyüğüne göre gelir. Her nevi günah bir nevi zulümdür. Nitekim “Küfür devam eder, zulüm devam etmez.” (Lem’alar, 171.)  İster nefsimize ait olsun, ister başkalarına yapılan haksızlıklar ve zulümler dünyada da karşılık görür.

Nitekim Kur’an-ı Kerim “Başınıza gelen herhangi bir musibet ellerinizle işlediklerinizden ötürüdür. Allah yine de çoğunu affeder.” (Şura Suresi, 42:30) buyurur. Yine “Bir toplum kendilerini değiştirmedikçe Allah, onlarda bulunanı değiştirmez.” (Rad Suresi, 13:11.) buyurmuştur.

İnsan değişmeye, toplum da değişime karar vermedikçe Allah onları değiştirmemektedir. Bu konuda yetki bireye ve topluma aittir.

Bizler fert olarak bu değişimin neresindeyiz?

Youtube Kanalıma Abone Olun!

Düzenli olarak paylaştığımız videoları kaçırmayın.

Abone Ol