M. Ali KAYA
ÇEVRE VE İNSAN
M. Ali KAYA

Giriş
Yüce Allah Kur’ân-ı Kerimde “Şimdi sen göğün insanları bürüyecek açık bir duman çıkaracağı günü gözetle… Bu elem verici bir azaptır” (Duhan, 44:10-11.) buyurarak çevre kirliliğinin büyük bir azap olduğunu ifade etmektedir. Sani-i Hakîm olan Allah her şeyi mükemmel yaratmıştır. Sanî-i Hakîm demek, yaratılan her şeyin mükemmel bir sanat eseri olduğunu, hakîmin de hikmetle, pek çok fayda ve maslahatlara hizmet edecek şekilde yarattığını ifade etmektedir.
Evet, Allah Sani-i Hakîmdir. “Gözünü çevir bak, hiçbir yerde bir kusur görecek misin? Sonra defalarca bak! Gözün hiçbir kusur bulamayarak yorgun bir şekilde sana dönecektir” (Mülk, 67:3-4.) Ve Allah Munazzım ve Mukaddir’dir. Her şeyin kaderini takdir etti ve her şeyi planladı. Kader Allah’ın planıdır. O her şeyi mükemmel düzende ve ölçülü olarak yaratmıştır. Düzen ve nizamdan ilim ortaya çıkar. Zira her şey Allah’ın koyduğu “Sünnetullah” ve “Adetullah” denilen kanunlara tabidir. Allah kâinatta tüm varlıkların uyması gereken temel kanunları koymuştur. Tüm varlıklar bu kanunlara uyarak hayatlarını devam ettirirler. İnsanlar da Allah’ın dünyaya ve eşyaya koyduğu kanunları keşfederek kendi faydasın kullandığı zaman teknik ve teknolojik gelişmeleri sağladığı gibi, kültür ve medeniyeti de bu şekilde geliştirir. Kainattaki fizik kurallarını sembolik ifadesine de matematik denir. Allah her şeyin sayısını bilir, her şeyi sayar ve her şey ölçü ve matematik iledir. Bu husus Rahman Suresinde “Allah semayı yükseltti ve mizanı, ölçüyü koydu. Sakın sizler de ölçüden ve mizandan şaşmayın. Ölçüyü iktisat ve adaletle ikame edin!” (Rahman, 55:7-9.) buyurarak ifade eder ve bizleri her konuda ölçülü, iktisatlı ve adil davranmaya davet eder.
5 Haziran 1992 yılında Brezilya, Rio De Janerio’da BM Çevre ve Gelişme Konferansı (UNCED) düzenlendi. 178 ülkeden birçok delege ve diplomat burada “Gündem 21”i hazırladılar. Bu konferansta 21. Yüzyıla girerken “Daha Temiz ve Daha Sağlıklı Çevre” için neler yapılması gerektiği tartışıldı.
20. Asır Bediüzzaman’ın ifadesi ile “Helaket ve Felaket Asrı” oldu. İnsanlar dünyayı her yönden tahrip ettiler. Teknik ve teknolojik gelişmeleri amacı dışında dünyayı tahrip için kullandı. Ayrıca Allah’ın insanların emrine ve hizmetine verdiği yer altı ve yer üstü zenginlikleri ve değerli nimetleri iktisat kurallarına ve adil bir şekilde değil, tahrip ederek ve israf ederek tüketti. Sadece Akdeniz’e yılda 650 bin ton petrol türevleri, 120 bin ton mineral yağ, 60 bin ton deterjan, 100 bin ton civa, 38 bin ton kurşun, 21 bin ton çinko, 320 bin ton fosfor ve 800 bin ton azot akıtmaktadır. Av hayvanları tüketilmekte, saatte 3000 dönüm orman yok edilmektedir. Yeryüzü atıklarla kirletilmektedir.
Dünyadaki kirlenmenin %50’si son 1960-1992 yılları arasında 30 sene içinde gerçekleştirilmiştir. Bu istatistikî veriler korkutucu boyuttadır. Milattan önceki devirden zamanımıza kadar yapılan tahribatın boyutları ile son otuz yıldaki tahribat kıyas edilirse korkunç neticeleri görülecektir.
Bu büyük tahribatı ve felaketi önlemek her insanın vazifesi olmalıdır. Zira yüce Allah’ın temizlik ve iktisat emri tüm insanlaradır. “Allah Tevbe edenler ve temizlenenleri sever.” (Bakara, 2:222.) İnsanlın ne zaman Allah’ın bu emrine kulak verir uygularsa dünyayı ve kendilerini büyük bir felaketten kurtarabilir.