M. Ali KAYA
ALLAH HER ŞEYİN YARATICISIDIR
M. Ali KAYA

Yüce Allah Kur’ân-ı Kerimde “Allah her şeyin yaratıcısıdır ve her şeyi koruyup gözeten ve vekalet eden de O’dur. Her şeyin anahtarı Onun yanındadır. Her şeyin dizgini Onun elindedir. İnkâr edenler büyük bir hüsran içindedir” (Zümer, 39:62-63.) buyurur.
Bir insanı ele alalım. Anne rahminde mikroskopla görülebilen bir hücreden 9 ay içinde gelişerek ve büyüyerek dünyaya gelecek ve dünya şartlarına ayak uyduracak hale getirilir. Bir hücreyi dünya şartlarına uyum sağlayacak şekilde büyüten elbette dünyayı yaratandır, başkası olamaz. Zira insana ana rahminde verilen göz, kulak, el, ayak, mide, kalp ve ciğer gibi azaları ancak dünyanın şartlarını bilen ve bu şartlara uyum sağlamasını amaç edinen bir ilim, irade ve kudret tarafından yaratılabilir. Kendi kendine ve tesadüfen olamaz ve kâinatı, güneşi ve tabiat yaratmayan hiçbir sebep anne karnındaki çocuğa bu vaziyeti veremez.
İnsan ve insan dışındaki bütün canlılarda mükemmel bir düzeni ancak bütün varlığı yaratan kurabilir. Her tür kendi içinde mükemmel bir düzene sahiptir ve aralarında mükemmel bir uyum vardır. Bu düzeni ve uyumu ancak her şeyi bilen, yaratan ve ihtiyaçlarını bilerek veren birisi yapabilir. Çünkü bütün insanlar azalarda birbirine benzer oldukları halde hiçbiri diğerine benzememekte, ayrı bir özellik ve güzellikte yaratılmaktadır. Bu da yaratıcının hepsini yarattığı gibi her birini de bizatihi diğerlerinden farklı olarak özenle yarattığını göstermektedir. Bu da Allah’ın her yerde ilim, irade ve kudreti ile, rahmeti, hikmeti ve inayeti ile hazır olduğunu ispat etmektedir.
İnsan anne karnında 9 ayda bütün azaları mükemmel bir canlı olur ve doğumundan 40 yaşına kadar hem bedenen hem ruhen tekâmül etmeye devam eder. 40 yaşından sonra ise durağanlaşır ve 60 yaşından sonra ruhen terakki etmeye devam etmekle beraber bedenen çökmeye başlar. Kendi isteği ile dünyaya gelmediği gibi, istemediği halde dünyadan gitmek durumunda kalır. Bu da bir getiren ve götürenin var olduğunu ispat eder.
Dünyadaki canlılar içinde akıl ve irade sahibi, kendisini geliştirebilen ve varlıklar üzerinde tasarruf eden, düşünen ve konuşabilen en mükemmel canlı insandır. İnsanın yaratılış aşamasında ve gelişmesinde hiçbir bilgisi yoktur ve yaratılışa karışamamaktadır. Anne-babasını, çocuklarını, milletini, kendi vücudunu, kabiliyetlerini kendisinin oluşturması mümkün değildir, ancak kendisine ihsan edilen nimetler üzerinde tasarruf etmeye yetkilidir. Bu da mülkün sahibinin Allah olduğunu ispat etmektedir. Allah insana yetki vererek belli konularda tasarrufa memur etmiştir, bunun dışında acizdir, muhtaçtır ve ancak Allah’a sığınmak ve ondan istemekle korkulardan emin olur ve geleceğine güvence ile bakabilir.
Yüce Allah yüzbinlerce tür varlık yaratmıştır ve her tür bir diğer türe dönüşmemekte kendi türünün devamını sağlamaktadır. Sivrisinek her zaman sivrisinektir ve arıya dönüşmemektedir. Eşek arısı hiçbir zaman bal arısına dönüşmemektedir. İki farklı türün çiftleşmesinden yaratılan bir başka türün nesli devam etmemektedir. At ile eşeğin çiftleşmesinde katır doğmakta ama katırın nesli devam etmemektedir. Şempanze hiçbir zaman Gorile dönüşmemekte ve maymun ile insan arasında yarı maymun ve yarı insan bir ara tür de bulunmamaktadır. Bu sebeple evrimcilerin yer altında buldukları iskeletlerin maymundan insana dönüştüğü iddiasına doğru demek mümkün değildir.
Yüce Allah anne karnında bir hücreyi insan haline dönüştürdüğü gibi, tırtılı da koza içerisine kelebeğe dönüştürmektedir. Bunu evrimle izah etmek mümkün değildir. Yaratılışın bir başka şeklidir ve Allah en basit şeylerden en mükemmel varlıkları yaratandır. Bütün bunlar evrimi değil, her şeye kadir bir yaratıcının varlığını ispat etmektedir.