top of page
  • Yazarın fotoğrafıM. Ali KAYA

ALLAH İÇİN DOSTLUK

M. ALİ KAYA

Allah için sevmek ve Allah için buğz etmek Kur’an ve Sünnetin gereğidir. Yüce Allah Kur’ân-ı Kerimde “Mü'min erkekler ve mü'min kadınlar birbirlerinin dostlarıdır. İyiliği tavsiye eder, kötülükten sakındırır, namazı dosdoğru kılar, zekâtı verir, Allah'a ve Resulüne itaat ederler. İşte onlara Allah rahmet edecektir. Şüphesiz ki Allah'ın kudreti her şeye üstündür, hikmeti ise her şeyi kuşatır” (Tevbe, 9:71.) buyurur.


Bir diğer ayette “Mü'minler, mü'minleri bırakıp da kâfirleri dost ve veli edinmesinler. Kim böyle yaparsa, Allah'ın dostluk ve yardımından bir nasibi kalmamış olur. Ancak onlardan gelebilecek bir zarardan korkarsanız, o başkadır. Allah, kendisinden gelecek bir azaptan sizi sakındırıyor. Sonunda herkesin gidişi Allah'ın huzurunadır” (Âl-i İmran, 3:28.) buyurarak kafirlerden dostlar edinmemek gerektiğini ifade eder. Bu onlarla medeni münasebetleri kesmek anlamında değildir. Bilakis “dost ve yardımcı” “veli” edinmek onların dinlerini beğenmek ve Müslümanların işlerini yürütmek, Müslümanlar üzerinde tasarruf sahibi olmak demektir. Yoksa ticaret ve hatta gayr-i Müslimlerle evlenmek dinimizde caizdir.


Nitekim Fetih Suresinde “Muhammed, Allah'ın peygamberidir ve onunla beraber bulunanlar, kafirlere karşı çetindirler, kendi aralarında merhametli, onları daima rükû ve secdede görürsün. Onların yüzleri secde eseri olarak parladığını görürsün” (Fetih, 48:29.) buyurarak kafirlere karşı şiddetli müminlere karşı merhametli olduklarını ifade eder.


Yine yüce Allah “Dinde zorlama yoktur; artık doğru ile eğri birbirinden ayrılmıştır. İman edip tâğutu reddederse, kopmaz ve kırılmaz, sapasağlam bir kulpa yapışmış olur” (Bakara, 2:256.) İmanın kemali Allah’ın dostlarına dost olmak ve düşmanlarına düşman olmaya bağlıdır. En büyük düşman ise nefis ve şeytandır. Yüce Allah “Şüphe yok ki Şeytan, size düşmandır, sizde ona düşman olun. Onun taifesi, sizi yakıp kavuran ateş ehli olmaya davet eder” (Fatır, 35:6.) buyurur. Peygamberimiz (asm) de “Senin en büyük düşmanın iki yakan arasındaki nefsindir” (Gazâlî, İhyâ, 3:4; Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ, 1:143.) buyurarak nefsimizin düşmanlığından bahseder.


Sevginin alameti ise “kendi için sevip istediğini kardeşi için de sevip istemek” demektir. Peygamberimiz (asm) “Sizden biri, kendisi için sevdiğini kardeşi için de sevip istemedikçe gerçek îmâna eremez.” (Buhârî, Îmân, 6; Müslim, Îmân, 71; Tirmizî, Sıfatu'l-Kıyâme, 60; Nesâî, Îmân, 19; İbn-i Mâce, Mukaddime, 9.)


Bediüzzaman Said Nursi hazretleri bu ayet ve hadisleri “Muhabbet, uhuvvet, sevmek islamiyetin mizacıdır, rabıtasıdır. Bizim mesleğimiz muhabbete muhabbet ve husumet askerini bozmaktır. Biz muhabbet fedaileriyiz, husumete vaktimiz yoktur” buyurarak ifade etmiştir.


Dostluk üç çeşittir:

Birincisi: Mutlak sevgiyi hak edenler. Bunlar Allah ve Resulüne iman eden ve bu imanın gereğini yerine getiren, salih amel işleyen ve Müslümanlara muhabbet edenlerdir. Yüce Allah bunlar hakkında “Sizin gerçek dostlarınız ve veliniz ancak Allah'tır, Resulüdür, bir de namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren, Allah huzurunda eğilen mü'minlerdir” (Maide, 5:55.) buyurur.


İkincisi: Fasık ve günahkâr, hasetçi ve fesat çıkaran müminlerdir. Bunlar imanlarından dolayı sevgiye ve muhabbete layıktırlar; ancak günahlarından dolayı da ikaz ve irşada muhtaçtırlar. Bunlara şefkatle muamele edilmelidir. Gerekirse ceza da verilmelidir. Mü’minlerin kalbinde düşmanlık olmaz, bu sebeple onlara acır, nasihat ve dua eder. Onlar beddua etmek ve lanet okumak caiz değildir. Abdullah b. Hımar (ra) içki içtiği için mü’minler ona lanetle andılar. Peygamberimiz (asm) “Ona lanet etmeyin o iman etmiştir. Allah ve Resulünü sevmektedir” buyurdular. Yine Peygamberimiz (asm) bir mümine lânet etmenin onu öldürmek demek olduğunu belirtmiş, kendisinden bazı kişi ve kabilelere lânet etmesi istendiğinde bunu kabul etmemiş (Müslim, Birr, 87.) hayvanlara lânet etmeyi de yasaklamıştır. (Müslim, Birr, 80.)


Üçüncüsü: Kendilerinden uzaklaşılması gerekenlerdir. Bunlar ise küfürlerini ve inkarlarını yaymak isteyen kafirler ile, fitne ve fesat çıkaran ve Müslümanları bölüp parçalayan, birbirine düşman eden münafıklardır. Bunların yanında durmak ve onları dost edinmek kişiyi helakete ve felakete götürür. Yüce Allah Kur’ân-ı Kerimde “Ey Peygamber! Kâfirlere ve münafıklara karşı cihad et ve onlara sertlik göster. Onların yeri Cehennemdir. Orası varılacak ne kötü bir yerdir!” (Tahrim, 66:9.) buyurarak onlara karşı mücadele edilmesini emretmiştir.

9 görüntüleme0 yorum

Son Paylaşımlar

Hepsini Gör
bottom of page