top of page
  • Yazarın fotoğrafıM. Ali KAYA

CEMAAT VE ŞAHS-I MANEVİ NE DEMEKTİR?

M. ALİ KAYA

Yüce Allah Kur’ân-ı Kerimde “Biz insanlığa rehberlik eden ve hak ile hüküm veren bir ümmet bir cemaat yaratmışızdır” (Âraf, 7:181.) ferman eder.


Hakkı müdafaa eden ve insanlara hak ve hakikati ders veren bir kişi bir cemaat ve bir ümmet sayılır. Nitekim yüce Allah İbrahim (as) için şöyle buyurur: “Şüphe yok ki İbrahim, tek başına bir ümmetti, Allah'a itaat ederdi daima, doğruydu ve müşriklerden değildi.” (Nahl, 16:120.) Evet, hakkı ve hakikati müdafaa eden bir tek kişi de olsa o bir ümmet, bir cemaattir ve şahs-ı manevi sayılır. Ona tabi olmak cemaate ve şahs-ı maneviye tabi olmaktır; ondan ayrı olan tüm insanlar ve cemaatler haksız ve yanlış yolda oldukları için ne cemaattir, ne ümmettir ve ne de şahs-ı manevidir.


Nitekim Hz. İbrahim (as) zamanında tek başına bir ümmet ve cemaat olduğu gibi Peygamberimiz (asm) de kendi zamanında tek başına bir ümmetti, cemaatti ve şahs-ı manevi idi. İşte Bediüzzaman da tek başına Barla’da bir ümmetti, cemaati ve şahs-ı maneviyi temsil ediyordu. Günümüzde de cemaat, ümmet ve şahs-ı manevi hak ve hakikati müdafaa eden, hakta ve istikamette olanlardır. “Ne kadar az da olsalar manen bir ordu kadar kuvvetli ve kıymetli sayılırlar.” (Emirdağ Lahikası, 231, Beyanat ve Tenvirler, 305.)


Haksızlıkta bir araya gelenler cemaat ve şahs-ı manevi teşkil etmediğini bundan anlamalıyız.

17 görüntüleme0 yorum

Son Paylaşımlar

Hepsini Gör
bottom of page