M. Ali KAYA
ELHAMDÜLİLLAH NE DEMEKTİR?
Güncelleme tarihi: 5 Mar 2022
M. ALİ KAYA

Bütün varlıklar ve âlemler kal ve hal dilleriyle birden, nevileriyle, rükünleriyle, uzuvlarıyla, cüzleriyle, zerreleriyle ve esirleriyle Onun kemal sıfatlarını izhar etmek suretiyle hamd ve senânın Ona has olduğunu ilan ile Ona hamd-ü senâ ederler.
Mahlukatın tamamı hudûsunun, sonradan yaratılmış olmalarının, ihtiyaçlarının, hikmetinin, san’atının, nizamının, muvazenesinin, kemâlâtının, itkânının, ibadetlerinin ve tesbihatlarının dilleriyle tüm nimetlerin Ondan olduğunu ilan ile Onun nimetlerine hamd ederler, minnettarlıklarını ve şükürlerini ifade ederler.
Bütün mahlukat Onun cemal sıfatlarının lisanı olup “Bizim hâlıkımız Rahman, Rahim, Rezzâk, Kerîm, Cevâd, Vedûd, Feyyâz, Lâtif, Muhsin ve Cemildir” diyerek Ona hamd ederler.
Yine bütün varlıklar Onu zikreden ve Onun kemâl sıfatlarını izhar eden birer dildir ki “Bizim Hâlıkımız ve Mâlikimiz Hayy, Kayyûm, Alîm, Hakîm, Kadîr, Mürîd, Semî, Basîr, Mütekellim ve Şehîd olan Allah’tır” diye Ona hamd ederler. Bu şekilde bütün Esmâ-i Hüsnâyı hal dilleriyle okuyarak Onu zikreder ve Ona hamd ederek yaratılışlarının amacını takip ederler.
Yine her bir varlık kendi kabiliyetinin lisanı ile kabiliyetleri nispetinde Onun evsâf-ı cemalinin ve evsâf-ı kemâlinin nurlarını ve Esmâ-i Hüsnâsının tecellilerini birbirinden farklı şekilde izhar edip o esmâya mazhariyetleriyle Onu methederek, kendisine verilen nimetleri Ondan bilip ilan ederek hamd ederler.
Biz insanlar olarak Allah’ın bizi yokluk karanlıklarından vücut alemine getirmesi, insan olarak yaratması, kainattaki tüm varlıkları hizmetimize vermesi, bize verdiği beş duyu ve akıl ve idrak ve şuur ile en değerli nimetleri bize bahşedip mahlukatı emrimize vermesinin lisan-ı haliyle halıkımıza hamd ve şükrederiz; ancak bunun böyle olduğunu ancak iman nimeti ile idrak eder ve bundan manevi istifade ederek uhrevi faydasını görürüz.
İman nimeti nimetlerin en büyüğüdür, bu sebeple iman nimetinden ve bu nimete mazhariyetimizden dolayı Allah’a hamd olsun. İman nuru ürkütücü düşmanlardan, yabancılardan ve her nevi korkulardan insanı kurtardığı ve tevekkül ve kadere iman ile büyük bir rahatlığa ve saadete vesile olduğu cihetle Ona sonsuz hamd olsun.
Yine iman nimetine bizim kavuşmamızı sağlayan, kendisine inzal edilen Allah kelamı Kur’ân-ı Kerimi bize tebliğ eden Alemlere rahmet olarak gönderilen ve sayesinde tevhid, haşir gibi iman hakikatlerini bize öğretip, Allah’ın rızasını kazandıracak amelleri ve ibadetleri bize tarif eden, hüsn-ü ahlakı bize ders veren ve öğreten ve bize yaratılış gayesini, kainatin yaratılış amacını öğreten Hz. Muhammed Aleyhissalâtü Vesselam’a bizi ümmet eyleyen Rabbimize sonsuz minnet ve şükranımızı ifade manasında sonsuz hamd-ü senâlar olsun…
Alemlerin Rabbinin rızası demek olan İslamiyet nimeti için Allah’a hamdolsun. Zira İslamiyet Peygamberimizin (asm) sünneti ile şekillenen ve tatbik edilen Allah’ın emir ve tavsiyeleridir ki bize Allah’ın rızasını ve yakınlığını kazandırır.
Nimetten nimet vereni bize tanıttıran, ihsanı ile sevdiren, ikramı ile bize muhabbetini gösteren, taarrüf ve teveddüdünün şuuruna vardıran ve bizi şekreden ve hamd eden insan haline getiren Allah’a hamd olsun.
“Elhamdülillah” bütün bu hakikatlerin ifadesi ve unvanıdır. İnsan şu tasarruf-u Rabbaniyeyi ve teveddüd-ü Rabbaniyeyi idrak edip o şuurla “Elhamdülillah” dediği vakit, hakiki şakir olabilir.
Peygamberimiz (asm) buyurdular:
“Temizlik îmânın yarısıdır. Elhamdülillâh mîzânı, “Sübhânallâhi ve’l-hamdülillâh” sözleri ise, yer ile gökler arasını sevap ile doldurur. Namaz nûrdur; sadaka burhândır; sabır ziyâdır. Kur’ân, senin ya lehinde ya da aleyhinde delildir. Herkes sabahtan nefsini satar; kimi onu âzâd, kimi de helâk eder.” (Müslim, Tahâret 1; Tirmizî, Deavât 85.)