M. Ali KAYA
EVRİM HURAFESİ
M. ALİ KAYA

Evrim modern bir hurafedir. Nitekim Sarbonne Üniversitesi Zooloji profesörlerinden Yves Delage “Bugüne kadar bir başka türün atası olan herhangi bir türe rastlanmamıştır. Böyle bir şeyin varlığı konusunda hiçbir delil de yoktur. Bunu kabul ediyorum. Ama yine de evrimin nesnel olarak ispat edilmişçesine doğru olduğuna inanıyorum. Bu konuda bilim bizden ispat etmemizi değil iman etmemizi istemektedir” demek zorunda kalmıştır. (Martin Lings, Antik İnançlar ve Modern Hurafeler, İstanbul-1991, s.10.) Bu itiraf bize Allah’a inanmayanların inatla Evrime inandıklarını ve bu teoriyi inatla savunmaya devam ettiklerini göstermektedir.
“Evrimin gör gözlem olgusu olması imkansızdır, çünkü yüzyıllar boyu devam etmiştir” diyebilirler. Ancak şurası bir gerçektir ki evrim iddia ettikleri gibi gerçek bir kanun ise, diğer tabiat kanunları gibi devam etmesi gerekirdi. Çünkü kanunlar yok olmazlar ve devam ederler. Devam etmezse o kanun değildir. Yakın zamanda ve şu anda evrimi tamamlama aşamasında olan yüzlerce tür ara form olması gerekirdi. Hiçbir evrimci buna bir cevap verememektedirler.
Bernard Russel “Fizikî alemde bilimsel yöntem dışında izlenecek bir başka yol yoktur, bilimin erişemediği fizikî şeyler safsata olmaktan ileri geçmez” demiştir. Bilimsel yöntem ise gözlem ve deney yöntemidir. Evrimi bu metotla ispat etmek mümkün müdür? Mümkün değilse bir iddia ve safsata olmaz mı?
Ünlü evrimci Stefan Gold “Eksiksiz iskeletler çok ender bulunur ve tahminler çoğu zaman yalnızca birkaç büyük kemiğe dayanılarak yapılır” (Stephen Jay Gould, Darwin ve Sonrası, Tübitak Poüler Bilim Kitapları, 2003, s.197.) derken evrimin Allah’ın varlığını kabul etmek istemeyenlerin tahminlerinden ibaret uydurma bir şey olduğunu itiraf etmiştir.
Bilim adamlarının evrimi kabul ettiği iddiası da gerçek dışıdır. Batıda ünlü üniversitelerde görev yapan pek çok ilim adamı Darwinyen teoriye şüpheci yaklaşmakta ve bu konuda özenli çalışmaların yapılmasını istemektedirler. Ama maalesef evrime taraftar olmayan biyologların görüşleri resmiyette yok sayılmakta ve üniversitelerde evrim bilimsel bir gerçekmiş gibi anlatılmakta, Ansiklopedilerde ve Modern Biyoloji kitaplarında gerçek olduğu iddia edilerek Allah’ın inkarına gidilmektedir. Bu aslında dine karşı olanların ideolojik bir saplantı içinde olduğunu ve bilimi dinsizlik adına kullanmaya çalıştıklarını göstermektedir.
İlim ancak hür zeminlerde gerçekleri ortaya çıkarır. İlim adamının hür ve tarafsız olması gerekir. Ama ne var ki ideolojinin ve dini reddeden laik anlayışın üniversiteri kendi ideolojilerine alet etmeye çalışmalarından dolayı Allah insancının yerine bu gibi bilimsel olmayan hurafelere inanılması istenmektedir. İdeolojinin ve baskının üniversitelere girmesi bu şekilde bilime de en büyük darbeyi vurmaktadır. Bu sebeple Martin Ling “Evrim, artık çobanların inanmadığı ama sürülerinin selameti için savunmaya devam ettikleri bir dogmadır” demiştir.
Evrim iddiaları inançsızlıktan ve küfr-ü inadiden kaynaklanmaktadır. Nitekim Robert Shopira “Allah’ın varlığı ne kadar ispat edilirse edilsin, biz yine de kabul etmeyeceğiz” der. Onların bu inadını yüce Allah Kur’ân-ı Kerimde “İnkâr edenleri korkutsan da korkutmasan da birdir, onlar iman etmezler” (Bakara, 2:6.) ayeti ile ifade etmektedir.
Evrimcilerden bazıları evrimi kabul ettirmek için yalan söylemiş, uydurma fosil oluşturmuşlardır. Fosil kolelsiyonu yapan Charles Dawson 1953 yılında bir Orangutan çenesi ile insan kafatasını birleştirerek bir fosil üretmiş ve bunu bir ara tür fosili olduğunu ileri sürmüş ve ilim adamlarına kabul ettirmiştir. 40 yıl boyunca bu sahtekarlığı fark edilmemiş ve bilimsel bir gerçek olarak kabul edilmiştir. Ancak Bournemouth Üniversitesi’nden arkeolog Miles Russell tarafından yapılan bir incelemede sahtekarlığı ortaya çıkmıştır.”
(http://evrimagaci.org/sahte-fosiller-nedir-ne-değildir-174.)